celal yıldız uzaktan eğitim bodrum haber katılım bankası kdv iadesi
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yasemin Ecem Anagöz: ‘Gözlerimi kapatır, okumla yolculuğa çıkarım’

08.11.2020 - 13:09    google-news - ABONE OL

Yasin Yıldırım | Sözcü HaftaSonu olarak sporun her branşına, özellikle de kadın sporculara geniş yer vermeye çalışıyoruz. Bu haftanın özel ismi …

Yasin Yıldırım | Sözcü HaftaSonu olarak sporun her branşına, özellikle de kadın sporculara geniş yer vermeye çalışıyoruz.

Bu haftanın özel ismi ise Yasemin Ecem Anagöz. Avrupa şampiyonu, dünya rekortmeni milli okçumuz Yasemin, 17 yaşında Rio Olimpiyatları’nda yarıştı ve 2021 Tokyo’da Türk okçuluğunun ilk madalyasını getirmeye aday. Sözü ona bırakalım…

*Önce sağlık; pandemi sürecini nasıl geçirdin. Neler yaptın?

Form olarak çok iyi bir seviyedeyken koronavirüs salgını yaşadık, olimpiyatlar ertelendi ama tabii ki önce sağlık. İdmanlarımıza evden devam ettik…

*Yasemin’i kendi ağzından biraz tanıyabilir miyiz?

Bu spora ilk başladığımda dalga geçenler oldu. Hiçbirini umursamadım. 17 yaşında olimpiyatlarda yarışan en genç Türk kadın sporcu oldum. Buna rağmen fiziksel görünüşümle ilgili yorumlarla karşılaştım. Daha da motive oldum ve 22 yıl sonra ülkemize Avrupa Şampiyonası’nda iki altın madalya getirdim. Şimdi geçmişte yaptığım işin saçma olduğunu düşünenler bile benimle gurur duyuyor.

*Nereden çıktı bu okçuluk sevdası peki? Kim keşfetti?

Okçulukla tanışma hikâyem daha 9 yaşındayken, madalyaların şeklinden ve güzelliğinden büyülenerek, onları kazanmayı istememle başladı. Profesyonel şekilde devam etmemin sebebi, okçulukta diğer branşlarda olduğu gibi sınırlamaların ya da bariyerlerin olmaması. Her yaştan insan, kadın ve erkek birlikte bu sporu yapabiliyor.

*Okçuluk ata sporumuz ama bu sporda gerilerdeyiz…

Aslında Türkiye, okçulukta iddialı ülkeler arasında. Mete Gazoz ile birlikte mücadele ettiğimiz klasik yay karışık takımımız, Dünya Okçuluk Federasyonu verilerine göre Avrupa’da ikinci, dünyada ise dördüncü. Sahaya çıktığımızda ‘Türkler geldi’ diyorlar. Antrenörümüz Göktuğ Ergin, bizi ileri taşımak için büyük mesai harcıyor.

“PES ETMENİN SIRASI DEĞİL”

*Olimpiyat madalyası artık hayal değil, katılır mısın?

Rio  Olimpiyatlarına katılan en genç sporcuydum. Fakat bunun üzerinden neredeyse beş yıl geçti. Bu süre zarfında onlarca turnuvada yarıştım, kendimi bedensel olarak da zihinsel olarak da hazırladım. Açıkçası ben her zamankinden daha heyecanlı ve motiveyim. Tokyo’ya bu yaz ertelediğim hedeflerimi gerçekleştirmek için gideceğim.

*Bu sporun zor yanlarından ve antrenman tempondan biraz bahseder misin?

Günde 8-10 saat antrenman yapıyoruz. Dayanıklılık için her gün yüzüyoruz ve koşuyoruz. Yayı kontrollü gerebilmek için sırt ve omuz, yere sağlam basmak için bacak ve karın bölgesine yönelik ağırlık idman yapıyoruz. Yayı gerdikten sonra da işin içine zihin faktörü giriyor. İnsanlar ‘70 metre ötedeki hedefi nasıl görüyorsunuz’ diye soruyor, cevap basit: Görmüyoruz… Çay tabağı büyüklüğündeki bir hedefi vurmaya çalışıyoruz. Yayımı gererken hedefe son kez bakarım, yayı bırakırken de gözlerimi kapatır ve okumla beraber yolculuğa çıkarım. Okçulukta insanın zihinine hükmetmesinin çok önemli bir yeri vardır. Ben de mental antrenmanlara olabildiğince fazla ağırlık veriyorum. Hatta size şunu söyleyebilirim: Tokyo’da madalyayı zihin antrenmanları getirecek.

Bu gönderiyi Instagram’da gör

İşte bu da işin görünen yüzü. Ok atmak ne kadar da zarif gözüküyor değil mi? Ama bazen antrenmanlarda günde 600 ok atıyoruz, yayı her çektiğimizde 22 kg yük kollarımıza ve omuzlarımıza biniyor. Bu size çok fazla gelebilir ama aslında doğru antrenman ve doğru teknik ile hiç de göründüğü kadar zor değil.

Yasemin Ecem Anagoz (@yaseminanagoz)’in paylaştığı bir gönderi (30 Eyl, 2020, 4:47öö PDT)

*Mete Gazoz da önemli bir figür ve iyi arkadaşsınız. Neler yapıyorsunuz?

Mete’yle çok uzun yıllara dayanan bir takım arkadaşlığımız var. Beraber büyüdük. Birlikte hem Avrupa hem dünya rekoru kırdık; Avrupa şampiyonluğu yaşadık. Şimdi sırada olimpiyat altını var.

*Kadınlar, Türk sporunda ciddi bir yükselişte…

Bence bu konuda en köklü branş voleybol. Bence kadınlar eşit haklara sahip olduklarında neler yapabileceklerini göstermeye başladılar; bu sadece başlangıç…

“KIZLAR İÇİN KAZANIYORUM”

“İstediğim başarılar, şampiyonluklar var. Fakat asıl hayalim ulaşabildiğim kadar genç kıza ulaşıp hedeflerine giden yolda onlara destek olabilmek. Ben herkesin ‘Yapamazsın’ dediği bir kızdım. Bu yüzden ben her madalya aldığımda, her rekora imza attığımda o kızlar da başarabileceklerini, kimsenin onları yargılamasına izin vermemeleri gerektiğini hatırlayacaklar. Şu anki ana hedefim kendi branşımın en iyi isimleri arasında yer almak. Bunun yanında akademik olarak, fırsat bulduğum her an kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yaptığım yayınlar, medya alanına olan ilgimi fark etmeme yardımcı oldu. Bu alanı daha yakından tanımak ve dinamiklerini öğrenmek için çalışmalar yapıyorum. Kim bilir belki ileride ben de bu sektörün bir parçası olurum.”

Bu gönderiyi Instagram’da gör

Yasemin Ecem Anagoz (@yaseminanagoz)’in paylaştığı bir gönderi (14 Oca, 2020, 6:14öö PST)

“TEDBİR ALINMAZSA YİNE TRAJEDİ”

“İzmiriyim; İzmir depremine ne kadar üzüldüğümü anlatmam mümkün değil. Kampta olduğum için sadece haberlerden ve yakınlarımdan aldığım haberlerle durumu takip edebiliyorum. Maalesef yaşananlar ihmaller sonucu yaşanıyor fakat kaybedilen canlar geri dönmüyor. Biz bir deprem ülkesiyiz. Gerekli tedbirler alınmadıkça, insanlar bilinçlendirilmedikçe bu gibi trajedileri tekrar yaşayacağız. İzmir’de canla başla çalışan sağlıkçılara ve arama kurtarma ekiplerine, itfaiyecilere binlerce kez teşekkür ederim.”

“AİLELER ŞİDDETE KARŞI BİLİNÇLENMELİ”

“Kadına şiddet gibi ülkedeki tüm problemlerin kaynağı eğitimsizlik… İnsanlar çocuklarını bilimsel gerçekler ve etik kurallar yerine toplumsal, kalıplaşmış, kadını ikinci plana atan ataerkil normlarla büyütüyor. Bir insan ne kadar çok okula giderse gitsin, aldığı ilk eğitim ailesinden oluyor. Şiddetin önlenmesi için ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.”

“UÇAMAZSIN DENMESİNE İZİN VERMEYİN”

“Örnek aldığım tek bir sporcu yok. Fakat ilham aldığım birileri var: Arılar… Bu minik canlılar imkânsız nedir bilmiyor. Fizik kurallarına göre bir cismin uçabilmesi için kanadının gövdesinden büyük olması gerekiyor. Fakat arılar imkânsız denenleri başarıyor. Bu da bana imkânsızın, hiç de imkânsız olmadığını hatırlatıyor. Kimsenin size ‘Kanatlarınız küçük uçamazsın’ demesine izin vermeyin.”


Bu Haberi Paylaş
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.