Türkiye-Rusya maçının ardından spor yazarlarının görüşleri

‘… Ve dana, bostandan kovuldu’ – Attila Gökçe (Milliyet)

Şenol Hoca, 31 maçta kalesini koruduğu, 68 maçta kenardan yönettiği A Milli Takım’la 100. maçına çıkıyor. Bir anlamda altın jübile bu… Kazanmak istiyoruz. Hem ülke futbolunun ve deprem acısıyla yüreği yanan millet adına… Hem 2000’lerin başında yakaladığımız ”altın kuşak”ın EURO 2020’de yenilenerek boy göstermesi adına.Hem ölümle kucak kucağa korona savaşı veren “sağlıkçılarımız” ve depremdeki “kurtarıcılarımız” için… Hem de Şenol Güneş’le birlikte 100’ümüzün gülmesi için.Hep birlikte beklediğimiz, hasret kaldığımız bir galibiyet bu.

Yalnız “küçük” (!) bir sorunumuz var… Şu peş peşe yaşadığımız beraberlik serilerinde, ninnilerle uyuyan bebelere döndü Milli Takım.Uyanmaları, ayağa kalkıp silkinmeleri için, ille de “dananın bostana girmesi” gerekiyor.Golü yedikten sonra hışımla ayağa kalkıp, aşkla, şevkle, biraz da öfkeyle saldırıyorlar.Lahanayı “danaya” yedirmemek için girişiyorlar.Cheryshev’in attığı gole kadar bizim çocuklar ikili mücadeleye girmiyorlar. Diş göstermiyorlar… Uyur gibi bir halleri var.

Böylesine “edilgen” bir oyun “cezasız” kalır mı? Ruslar sağdan iniyor. Top Kuzyaev’de (Caner nerede?). Kurnaz Cheryshev’e bir pas ve ondan da fırsat vuruşu. Dana bostana girdi!Sonrasında bambaşka bir ivmelenme sergiliyor Milli Takım.. Ozan, Caner, Zeki Çelik, Merih, Cenk, ille de Cengiz yükleniyorlar. İşte Caner’in ölçülü ve isabetli alçak ortası ve Kenan’ın çivi çakar gibi çekiç kafa vuruşu.Bu takımın teslim olmaya niyeti yok. Gol öncesinde Cenk Tosun’un hamlesinde son çare faul yapan Semenov kırmızı kartla oyun dışı kalmış. Onlar on kişi… Bizim çocuklar da inadına 12 kişi gibiler. Döktürüyorlar. Cengiz sağdan kuruyor oyunu.

Kaan’a atıyor topu… O da iade ediyor. Cengiz’in muhteşem solu.. Öne geçiyoruz. Ozan Tufan da bu maçın parlayan adamı.. Topla ceza alanına girer girmez Kuzyaev dalıyor ayaklarına. Penaltıyı Cenk Tosun kullanıyor… Oh, iki farkla derin bir nefes alıyoruz.Amma velakin… Hücumda ürettikçe, savunmada açık veriyoruz.. Yine Kuzyaev. Fark 1’e iniyor…Bir kez daha anlıyoruz ki Rusya sert ve sağlam bir kaya… Fizik mücadelede diriler. Hepsi de atletik oyuncular. Onlar disiplinle bastırıyorlar. Bizimkiler aşkla, şevkle, heyecanla (biraz da telaşla) skoru tutmaya çalışıyorlar.

Şenol Hoca, Cengiz-Deniz hamlesinden sonra Zeki ile Ozan Kabak’ı, Cenk’le İrfan Can’ı, Ozan Tufan’la Mahmut Tekdemir’i değiştirip, takım savunmasına ağırlık veriyor. Son hamlesi Hakan’ı alıp Yusuf’u ileri sürmesi. Şenol Hoca, Cherchesov’a “Üstüme gelme yakarım” diyor adeta.Off… Bu maç bitmeyecek mi? Ne kadar uzunmuş artı dört dakika!Nihayet bitti… Gözümüz aydın ola. Şenol Hocamız Şen ola! Rusya Federasyonu’nu ilk kez yeniyoruz. Uluslar Ligi’nde ilk galibiyet. Savaşarak, oynayarak… Ama zaman zaman savunmayı unutarak iyi bir maç çıkardık sonuçta. Haydi gülelim. İhtiyacımız var buna.

Topa sahip olarak bitirmeliydik – Tümer Metin (TRT Spor yorumcusu)

Galip geldiğimiz için mutluyuz. Uzun süre sonra galibiyet, 2020’deki ilk galibiyet. Andorra’dan sonraki 7. maçımızda kazandık. Genel olarak mutlu olduğumuz, iyi hissettiğimiz ve galibiyeti özlediğimiz, yaşadığımız bir akşam oldu. Uzun bir aradan sonra galip gelmek güzeldi, istediğimiz görüntüyü veremesek de, istemediğimiz görüntüye maruz kalsak da sonunda artı 3 hanemize yazıldı. İnşallah bir galibiyet ile de iddia devam eder.

3 gol atmamız, Cenk’in uzun süre sonra 2 maçta gol atması, oyuna giren oyuncuların oyuna ve takıma yardımcı olması artı hanesine yazılacak şeyler. 24. dakikada 10 kişi kalmış takıma karşı 1-0 geriden 2-1’i yakaladıktan sonra, 2. yarının başında Mert’in kurtardığı bir pozisyon var. Cenk ile penaltıyı gole çevirdiğimizde, arkamıza yaslanıp maçı rahat izleyeceğimi kanaatindeydik. Ruslar 2. golle cevap verdikten sonra maçın sonunu diken üstünte getirmeye başladık. 2. yarıda hafızamı zorluyorum, bir Cenk’in şutu var, bir de Yusuf’un driplingle getirdiği top var, bir de Deniz’in üstten yolladığı top var. Kontra ataklar. Avrupa Şampiyonası’na gidecek bir takımımızdan bahsediyoruz. Bu bir eleştiri değil ama bu kalibredeki milli takımımız, bu oyuncu grubu, genç ve deneyimli grup, 3-1’den sonra fişi çekmeli.

3-1’den sonra maçı 4-1’e, 5-1’e getirelim demiyorum ama maçın bitimine kadar çekilen ızdırabı çekmemek lazım. 3 korner attı Rusya, bir kafaya maruz kalabilirsin. Maç 11’e 11 oynansa böyle yorumlamayız ama rakip 10 kişiyken ve erken kırmızı kart görmüşken, sen de erken 3-1’i yakalamışken, çok daha ekonomik, çok daha topa sahip olarak, topun arkasından bu kadar koşmadan maç sonu yaşamalıydın. Bunu dünya devlerine karşı yaptık, Fransa karşısında topun arkasından koşmadan iki maç oynadık. Aynı kadro değil, eksikler de yorumun içine dahil olabilir ama genel olarak tecrübemiz bunu oynayabilecek tecrübe. Bu akşamdan çıkarılabilecek ders budur ama galibiyet tabii ki memnun edici.

Uluslar Ligi’nde, maçın başı ve sonunu aynı oynayamadığımızı gördük, kopmalar oluyor oyun içinde. Belli iyi oynadığımız bölümleri genele yaymamız milli takımımız için çok daha faydalı olacak. Caner’in hücuma olan katkısında kimsede soru işareti yok ama yediğimiz iki gol de onun tarafından geldi. İlk gol ona yazmaz ama 2. golde o tarafta olması gerekiyordu. Caner’in varlığı dert, yokluğu yara derler ya, biraz öyle. Caner ile oynamanın beraberinde geldiği sıkıntıları görmezseniz, hücum anlamındaki katkısını yadsımamanız lazım. Zeki’yi oyundan çıkana kadar beğendim.

‘Yusuf daha fazla süre almalı’

Yusuf Yazıcı’yı göremedik, Yusuf’un Fransa’da UEFA Avrupa Ligi’nde gösterdiği başarının çok önemli olduğunu, daha fazla dakika alması gerektiğini söylemiştik. Dakika 84’te Yusuf 10 dakika oynadı. 1 dakika bile oynamak, yardımcı olmak bile önemli. Oyuna girdikten sonra daha fazla oynamalıyım duygusunu hissettim, bunlardan acilen kurtulması lazım. 10 dakika girip, takıma yardımcı olmak önemli. 1 koşacaksa, 5 koşarak, 1 yapacaksa, 5 yaparak yardımcı olmak lazım. Buralar çok kıymetli anlar. Genç oyuncular, duyguları anlıyorum, yargı süreci içeride devam ediyor. Belki aldığı süreyi beğenmiyor, daha fazla hak ettiğini düşünüyor ama bir ağabey tavsiyesi olarak, 10 dakika katkı vermek çok önemli olmalı.

Bu galibiyet çok iyi geldi – Erman Özgür (Fanatik)

Kazandık ama bu kadar yetenekli bir takımın eksik rakibine karşı oyunun kontrolünü bir türlü alamayışı ortadaydı. Kolay gol atan bir takım olmak ne kadar keyifliyse, kolay gol yiyen bir takımın o kadar can sıkıcı olduğunu hissetmemize rağmen bu galibiyet yine de çok iyi geldi. Rusya karşısındaki maça Uluslar Ligi’nde gelenek haline getirdiğimiz gibi yine kötü başladık. Özellikle ilk 20 dakikada Rusya’nın yaptığı prese yenik düştük. Topu dikine oynayamadığımız için kaptırdığımız toplarla da pozisyon verdik. Mert Günok-Merih ortak hatasında da golü yedik. Bu golden sonra toparlanabilmek için sakatlıktan dönüşünün Milli Takım için ne kadar önemli olduğunu herkese hatırlatan Cenk Tosun çıktı ortaya.

Cenk’in pozisyonu kırılma anı…

Maçın kırılma anında sahneye çıkıp serseri bir topta Semenov’u hataya zorlayarak oyundan attırmayı başardı. O andan itibaren 10 dakika fırtına gibi estik. Dönen topları kazanıp oyunu rakip sahaya yığdık. Caner’in ofansif gücünden ve Cengiz Ünder’in kalitesinden faydalanıp, Kenan ve Cengiz’le skoru aldık. Ama fırtına çabuk durdu ve Rusya oyunu dengeledi. Hatta 2. yarı ile birlikte sayıca fazla olmamıza rağmen oyunun kontrolünü bir alamayışımız dikkat çekiciydi.

Cenk’in penaltısına rağmen Kuzyaev ile karşılık verip oyundan kopmayan Rusya gol için bizden daha net fırsatlar bulmasına rağmen Mert Günok’un harika performansı ile maçı kazanmayı başardık. Kazandık kazanmasına ama bu kadar yetenekli bir Milli takımın eksik rakibine karşı oyunun kontrolünü bir türlü alamayışı galibiyetin eksik kalmasına neden oldu. Kolay gol atan bir takım olmak ne kadar keyifliyse, kolay gol yiyen bir takımın o kadar can sıkıcı olduğunu hissetmemize rağmen bu galibiyet yine de çok iyi geldi diyebilirim.

Neden Cengiz’i çıkarıyorsun? – Erman Toroğlu (A Spor)

Maç 3-1 olduğu zaman, teknik adam kenardan ağırlığını koyacak. Şenol Güneş hala kenardan bizim gibi panikliyor. Şenol Güneş paniklememeli. Şenol Güneş’in suratına bakıyorum, futbolculardan daha panik, futbolcular daha sakin. Yusuf Yazıcı’nın 3-1’de oyuna girmesi lazımdı. Yusuf Yazıcı, Avrupa’nın en formda isimlerinden biri ve senin oyuncun, saha içinde bir 10 dakika ısınma süresi oluyor, sen 84’te oyuna alıyorsun. Hakan Çalhanoğlu sahada yürüyor ama tutuyorsun. Cengiz Ünder iyi oynuyor, çıkarken şaşırıyor, bakıyor. Neden çıkarıyorsun?

Rusya 10 kişi bizden iyi oynadı. Biz şahsi becerilerle goller attık. Adamların oyun şekli var. Rusya, bizden iyi takım. 11’e 11’de bizi yenerlerdi. Milli Takım’da bu oyunculara sahip olmamıza rağmen bu maçtaki oyundan ve Şenol Güneş’ten mutlu değilim. Yusuf Yazıcı’nın sahada olduğunu düşünsene… Rusya Milli Takımı’nda oynasam rahatsız olurdum.

Yusuf Yazıcı yoksa, o zaman derler ki, ‘Yusuf’tan daha iyi isimler var herhalde. Ya da sakat’ diye düşünürler. Trabzon’da bir tek Şenol Güneş mi çıkacak, Yusuf da çıksın, bırak Şenol Güneş! İrfan Can Kahveci oturuyor, Berkay Özcan oturuyor. Şenol Güneş de ‘Bana sol bek bulun’ diyor. Avrupa’nın en fazla para alan ikinci milli takım teknik direktörüsün, sen bul sol beki.

Ozan Tufan’ın pozisyonunda penaltı yok. Kesinlikle Ozan Tufan’a müdahale yok, hatta aldatmadan sarı kart gerekiyor. Sabaha kadar penaltı olduğunu iddia edin ama değil. VAR olsa iptal olurdu. Pozisyon yandan hakemi aldatabilir. VAR olsa karar değişirdi.

Skor tamam ama oyun değil! Ömer Üründül (Sabah)

24’üncü dakikaya kadar oyunun tek hakimi Rusya’ydı. Bu bölümde topa sürekli sahip oldular, etkili ofansif girişimlerde bulundular ve de skor avantajı elde ettiler. Biz ise takım halinde adeta rakibi seyrettik.Semenov’un kırmızı kart görmesinden 1 dakika sonra golü bulmamız bize moral verirken, rakibi de ani şoka soktu. Bunu değerlendirmek için yüksek tempoyla baskıyı artırdık ve Cengiz’in mükemmel golüyle skor avantajı yakaladık.

Devrenin son dakikalarında ise Rusya oyunu tekrar dengeledi.İkinci yarının başında yüzde yüz bir golü Mert kurtardı. Sonra penaltıdan farkı ikiye çıkardık. Her şey artık toz pembe idi; iki farklı öndeydik. Rakip 10 kişiydi. Ama hiç de oyun öyle olmadı. Ciddi tehlikeler yaşayarak 90 dakikayı tamamladık.

36 sene sonra Rusya’yı yenmemiz tabi ki çok önemli. Ama bana göre daha da önemli olan, bu tip önemli galibiyetleri abartmadan işe objektif bakarak gelecek için dersler çıkarmaktır. Dün gece 11’e 11 oyunda rakip bizden her yönüyle çok çok üstündü. 10 kişilik takıma 6 tane pozisyon verdik, bir de gol yedik. Buna iyimser bakmak mümkün değil. Bunun yanında 10 kişilik rakip risk alırken, son 35 dakikada karşı alandaki genişlikten bir gol bulamadık. Bu da çok önemli bir rahatsızlık…

Şimdi bunun nedenlerine gelince hep aynı şeyi vurguluyorum. Dünyada benzeri olmayan şekilde, değişik kadrolarla oynamaktan kolektif yapıyı oturtamıyoruz. Bu yüzden de dengeli oyunu sahaya yansıtamıyoruz. Bir görüşüm de mümkün olduğunca organizasyon sağlamak için de iki ön liberodan birinin mutlaka olumlu yönlendiren özellikte olması lazım.

Okay ve Ozan’ın ikisinden birinin böyle bir özelliği yok. Şenol Güneş’in Cengiz’i neden çıkardığına bir anlam veremedim. Belki de sakatlık olmasın diye idareli kullanmak istiyor. Ama zaten Macaristan maçı için cezalı duruma düştü.