seo danışmanlığı uzaktan eğitim bodrum haber katılım bankası kdv iadesi
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Novak Djokovic, 2016’da ‘olmaz’ demişti, 2020’de başına geldi! Djokovic’in kabus yılı…

07.09.2020 - 19:32    google-news - ABONE OL

DETAY HABER – METİN AKTAŞOĞLU / 2020 ne yıl ama! Pandemi belası yaşamı durma noktasına getirirken yeni normale adaptasyon süreci de bir şekilde …

DETAY HABER – METİN AKTAŞOĞLU / 2020 ne yıl ama! Pandemi belası yaşamı durma noktasına getirirken yeni normale adaptasyon süreci de bir şekilde aşıldı. Spor dünyası da kendi yeni normalini oluşturdu ve düşe kalka ilerliyor ancak tenis düşmeyi kabul etmiyor ve bir türlü ayağa da kalkamayarak çaresizce emeklemeye çalışıyor. Tüm bu absürd sürecin başrolünde ise Novak Djokovic var!

ATP dünya sıralamasının 1 numarası, dünyanın en iyisi Novak Djokovic, akıl sağlığını korumayı başarabilirse gelecekte bu yıla dönüp bakacak ve girişteki cümleyi geçmiş zaman çekimiyle tekrarlayacak: 2020 ne yıldı ama!

Bir yıl ne kadar anlamsızlık, talihsizlik ve saçmalık barındırabilirse o kadar anlamsızlık, talihsizlik ve saçmalık barındırdı Novak Djokovic için. Varan 1’de aşı karşıtı açıklamaları yer alıyor:

Aşı ile başladı!

“Kişisel olarak ben aşıya karşıyım ve birinin seyahat etme özgürlüğüne kavuşmak için aşı yaptırmaya zorlanmasını istemem. Ama zorunluluk haline gelirse ne olacak? O zaman bir karar vermem gerekecek.”

Aşı henüz maalesef bulunamadı ancak Djokovic tepkiler üzerine bir şekilde geri adım atarak yanlış anlaşıldığını ifade etti. Varan 2 ise akıllara zarar Adria Tour oldu. Djokovic’in organize ettiği turda yıldız tenisçiler, hem de corona virüsünün en etkili olduğu dönemlerde, bir araya geldi, seyircili bir şekilde düzenlenen maçlarda sosyal mesafe hiçe sayıldı, bir de üstüne Djokovic ve arkadaşları çılgın bir parti verdi!

Adria Tour skandalı!

Arkadaşları dediğimiz için sıyrılamayacaklar elbette; o “arkadaşlar” arasında Dominic Thiem, Alexander Zverev, Grigor Dimitrov, Borna Coric gibi isimler yer aldı. Djokovic, Coric, Dimitrov, Viktor Troicki, Djokovic’le o süreçte bir araya gelen NBA yıldızı Nikola Jokic, Djokovic’in eşi Jelena, fitness koçu Marco Panichi, Dimitrov’un koçu Christian Groh ve Djokovic’in koçu eski Wimbledon şampiyonu Goran Ivanisevic corona virüsüne yakalandı.

Bunlar elbette sadece ismini bildiğimiz vakalar. Turnuvada görev yapanlar, top toplayıcı çocuklar, tribünlerdeki seyirciler ve basın mensupları hakkında net bir bilgi paylaşılmadı. Bu inanılmaz olay Djokovic’in saygınlığını çok derinden etkiledi. Şunu da kabul etmek lazım; Big Three denen tenisin üç atlısı (!) Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic arasında en az sevilen Djokovic. Bu tartışılmaz; hatta Djokovic bu “kötü çocuk”, “sevilmeyen adam”, anti-kahraman” rolünü de yıllarca çok iyi oynadı.

Ama her şeyin bir sınırı var elbette. Varan 3’te Djokovic bu sınırı aştı ve cezasını da çok ağır bir şekilde çekti.

ABD Açık’ın 4. turunda İspanyol rakibi Pablo Carreno Busta ile karşılaşan Djokovic, ilk sette kaybettiği bir puan sonrası 6-5 geriye düştü. Bunun üzerine sinirlenen dünya 1 numarası, topu çizgi hakeminin olduğu bölgeye doğru sertçe vurdu. Boğazına gelen top sonrası bir anda yere yığılan hakemin yanına giden Djokovic, özür diledi. Ancak bu özür veya yüzündeki pişmanlık ifadesi Djokovic’i kurtarmadı. Sırp raket, ABD Açık’tan diskalifiye edildi.

Video tek başına izlenip değerlendirildiğinde ceza ağır gelebilir ancak kurallar açık: “Oyuncular turnuva sahası içinde hiçbir zaman, herhangi bir resmi görevliye/hakeme, rakibe, izleyiciye veya başka bir kişiye fiziksel olarak kötü müdahalede bulunamazlar.”

Eurosport yorumcusu eski tenisçi Mats Wilander de Novak Djokovic’in ihraç edilmesine neden olan olay ile ilgili “Bunu yapamazsınız. Talihsizlik. Novak Djokovic top toplayıcıya topu yuvarlamadı, bu çok net… Olması gerekenden daha sert attı. Açıkça bir kaza… Moral bozukluğunun da biraz etkisi var ama fark etmez, bunu yapamazsın” değerlendirmesinde bulundu.

Risk bu mudur? Budur!

Ancak dahası da var. Djokovic’in bu hareketi kasıtlı yapmadığını öne sürsek bile riskli sularda yüzdüğünü ve böylesi bir agresifliği daha önce de sergilediğini biliyoruz. Maç içinde zaten oyuna girmekte zorlanan ve sinirli bir hali olan Djokovic, kaybettiği puan sonrasında bir patlama yaşadı ve büyük bir talihsizliğe sebebiyet verdi.

Yaşanan bir talihsizlik olsa da kazaya davet çıkarmamak gerekir değil mi? Trafikte “makas” atarsan kaza yapma riskin artar, “sigara” içersen kanser riskin artar, havaya ateş açmak senin için bir eğlence biçimiyse bir gün korkunç bir kazaya sebebiyet verebilirsin, corona virüsü varken çılgın bir parti verip, herkesle kucaklaşarak bir tenis turnuvası düzenlersen Covid-19 riskini artırmış olursun.

Örnekleri uzatmaya gerek yok. 2016 Fransa Açık’ta çeyrek finalde yine bir sinir harbi sırasında Djokovic’in elinden fırlayan raket arkaya doğru havalanmıştı. Nole, raket kimseye isabet etmediği için çok şanslı olduğunu ifade etmişti.

Bu olaydan birkaç ay sonra Londra’daki ATP Finalleri’nde Djokovic bir muhabirin “Bir gün attığınız bir topun veya raketinizin birine isabet edebileceğinden endişe etmiyor musunuz” sorusuna oldukça sinirlendi ve “İnanılmazsınız! Böyle şeyleri tutup gündeme getiriyorsunuz hep. Sadece ben mi kortta sinirimi gösteriyorum? Bunu mu demek istiyorsunuz? Benim için bir problem değil. İlk kez de yapmıyorum. Evet, bir gün sorun olabilir ancak bugün burada kar da yağabilirdi, ama yağmadı” şeklinde bir cevap verdi.

Kar bu kez yağdı!

Kar, 2020 Eylül’ünde New York’a yağdı! Djokovic, bu açıklamasında Balotelli’yi anımsatan “Neden hep ben?” tadında konuşmuş ancak dikkate almadığı hatta sinirlendiği bu uyarı pahalıya mal oldu.

Peki, Roger Federer veya Rafael Nadal böyle bir şey yapsa cezası yine olur muydu? Muhtemelen olurdu ancak yine muhtemelen böyle bir hareket yapmazlardı. Bunlar neden hep onun başına geliyor sorusuna cevap da böylece bulunabilir beki.

Bu isyankarlığın, aykırılığın iyi versiyonlarına odaklanması lazım Djokovic’in… ATP’den ayrılıp bir oyuncu sendikası kurmaya cesaret ettiği gibi. Rakiplerini taklit ettiği performansları gibi, yağmur altında top toplayıcı çocuğu yanına çağırması ve unutulmaz bir ana imza atması gibi… Ama önce bu yıl bir şekilde geride kalmalı galiba. Novak Djokovic de pek çoğumuz gibi 2020’nin bir şekilde geride kalmasını istiyor.


Bu Haberi Paylaş
ETİKETLER: , , , ,
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.