celal yıldız uzaktan eğitim bodrum haber katılım bankası kdv iadesi
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Bağımsızlığın özeti: Cumhuriyet

29.10.2020 - 9:24    google-news - ABONE OL

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, yeni devletin yönetim şeklinin cumhuriyet olmasına yönelik hazırlıkları, Lozan Barış Antlaşması görüşmeleri …

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, yeni devletin yönetim şeklinin cumhuriyet olmasına yönelik hazırlıkları, Lozan Barış Antlaşması görüşmeleri sona yaklaşırken başlatır. Aslında; ilk toplantısını 23 Nisan 1920’de yapan TBMM’nin kabul ettiği 1921 Anayasası’nda yer alan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilen birinci maddesi, açıkça belirtilmese de “cumhuriyet” rejiminin habercisidir.

Yeni rejimin ilk belgesi

21/22 Haziran 1919 gecesi hazırlanan ve tarihe “Amasya Tamimi/Genelgesi” olarak geçecek olan Amasya Kararları da, öngördüğü “Milletin bağımsızlığını, gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Yurtta en güvenilir yer olan Sivas’ta, millî bir kongre toplanmalıdır” ilkeleri bakımından, “Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı ile Meclis’in açılması ve ötesinde Cumhuriyet’in ilanıyla ortaya çıkan yeni devletin doğuşunun ilk belgelerinden” sayılır.

Erzurum’da not düştü

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi toplanmadan önce de, 7-8 Temmuz gecesi Mazhar Müfit Bey’e defterine not etmesini de isteyerek, gerçekleştireceği amacı kesin bir dille ve kimseye söylenmemesi ricasıyla şöyle özetler: “Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır… Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icap eden muamele yapılacaktır; tesettür kalkacaktır, fes kalkacak; medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Latin harfleri kabul edilecektir.”

‘Anadolu Cumhuriyeti’

Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’yi örgütleyişi karşısında Batılılar da, bunun bir cumhuriyet ile sonuçlanacağını sezerler ve bunu gizlemezler. İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral De Robeck, Sivas Kongresinin henüz sonrasında, Dışişleri Bakanı Curzon’a 17 Eylül 1919’da gönderdiği raporunda, bu Kongrenin bir “Cumhuriyet girişimi” olduğunu bildirir. 22 Eylül 1919 tarihli The Times gazetesi de Kongreden, “Sivas’taki Anadolu Cumhuriyeti” diye söz eder.

Yaşasın Cumhuriyet!

13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edilir. Eleştirilerin yoğunlaşması üzerine Mustafa Kemal başkanlığında 25 Ekim’de toplanan Bakanlar Kurulu, istifa etmeyi ve yeni hükümette hiçbir görev almamayı benimser. Bakanların istifaları, 27 Ekim’de Meclis’te okunur. Ancak Meclis, yeni bakanlar kurulu için oluşturulan listeler üzerinde anlaşma sağlayamamaktadır. Uzun zamandır “cumhuriyet” düşüncesini içinde barındıran Mustafa Kemal, bu siyasi bunalım üzerine, düşüncesini uygulamaya karar verir. Yakın çalışma arkadaşlarını, 28 Ekim’de Çankaya’da akşam yemeğine çağıran Mustafa Kemal, onlara aydınlık geleceğin müjdesini verir:

“Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Mustafa Kemal ve yemekten sonra kalmasını istediği İsmet (İnönü) Paşa, Cumhuriyet’in ilanına ilişkin anayasa değişikliği üzerinde çalışırlar. Halk Fırkası, 29 Ekim’de yaptığı toplantıda, Mustafa Kemal’i hükümet bunalımını çözmekle görevlendirir. Mustafa Kemal de Cumhuriyet’in ilanına yönelik anayasa değişikliği önergesini açıklar. Halk Fırkası Meclis Grubu’nda ve sonra TBMM Genel Kurulu’nda, Anayasa’nın 1’inci, 2’nci, 10’uncu, 11’inci ve 12’nci maddelerinin değiştirilmesinin kabul edilmesiyle “Cumhuriyet” resmen ilan edilir. “Yaşasan Cumhuriyet” nidaları, TBMM Genel Kurulu’nun duvarlarında yankılanır.

Notlar tasarıya dönüşüyor

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından Mustafa Kemal, artık, yeni devlete “Cumhuriyet” adının verilmesi için uygun zamanı bekliyor ve çalışmalarını gizli bir şekilde yürütüyordu. Bu konudaki bilgiyi, Cumhurbaşkanı Atatürk’ün son Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak, anılarında dile getirir. Soyak’ın anılarına göre; Lozan Barış Antlaşması’nın imza aşamasına geldiği günlerde, Atatürk, bir bağ evi olan Çankaya Köşkü’nü genişletme çalışmaları sırasında, Kâtip Hasan Rıza Soyak’ı yanına çağırtır. Yeleğinin cebinden çıkardığı birkaç küçük kâğıdı ona verir, yazdıklarını temize çekmesini ister. Soyak, notları okumaya başladığında büyük bir heyecana kapılır. Çünkü daha ilk satırda,  1921 Anayasası’nın ilk maddesinde değişiklik öngörülmektedir; notta, “Türkiye Devletinin hükümet şekli cumhuriyettir” yazılıdır ve ardından diğer maddelere geçilmektedir.

Soyak’tan temize çekilen kâğıdı alan Mustafa Kemal, küçük not sayfalarını yırtar. Bir gün üzerinde çalışıp, kanun tasarısı haline getirdiği metni, Soyak aracılığıyla Adalet Bakanı Mehmed Seyyit Bey’e gönderir. Metnin “Halk egemenliği ve cumhuriyet kavramları ile hukuk kuralları” bakımından değerlendirmesini, görüşünü bir gün sonra bildirmesini isteyen Mustafa Kemal, konunun üçü arasında kalmasını da belirtir.

Yabancı gazeteye verdiği demeç

Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla sıra Cumhuriyet’in ilanına gelmiştir. Uygun zamanın geldiğine karar veren Mustafa Kemal, 22 Eylül 1923’te Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte, artık açıkça “Cumhuriyet” sözünü kullanır. Mustafa Kemal, Viyana’da yayımlanan “Neue Freie Presse” adlı Avusturya gazetesinin muhabiri Josef Hans Lazar’a, “…Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin yegâne gerçek mümessili olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet!”


Bu Haberi Paylaş
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.