celal yıldız uzaktan eğitim bodrum haber katılım bankası kdv iadesi
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

STATELESS ( VATANSIZ ) VE MÜLTECİLİK ÜZERİNE

30.01.2021 - 12:51    google-news - ABONE OL

1 Mart 2020 ‘ de Avustralya ABC kanalında ilk kez yayınlanan , ülkemizde Netflix platformunda Temmuz 2020 ‘ de yayınlanmaya başlayan 6 bölümlük Stateless
( Vatansız ) isimli mini dizi, her bölümünün açılışında belirtildiği gibi gerçek olaylardan esinlenen başarılı bir proje.

İnternet Film Veri tabanı olan IMDB ‘de 7.5 puan alan dizi, mültecilerin sığındıkları ülkede göçmen olarak tutuldukları merkezde yaşadıklarını ele alıyor. Ülkemizde yayınlandığı dönem çok sevilen ve geniş hayran kitlesine ulaşan Chuck dizisinde Sarah rolünü canlandıran Yvone Strahovski ‘ nin baş rolde olduğu dizide , Cate Blanchett da rol almakta.
Strahovski’ nin yüksek performans ve başarıyla canlandırdığı Sofie karakteri, kişisel bunalımı ve ailesinin ona uyguladığı baskıdan kaçarak, yanlış ve tehlikeli bir kişisel gelişim grubuna üye olur. Bu gruba olan üyeliğinden sonra, işinden ayrılır, ailesiyle görüşmeyi keser ve kendini bu kişisel gelişim grubuna teslim eder. İlerleyen zamanlarda grup kurucularından biriyle yaşadığı bir olay Sofie’nin başına iş açar ve burada yaşadığı karanlık geçmişinden kaçmak için başkasının pasaportuyla ülkeyi terk etmeye  çalışmak gibi yasa dışı yollara başvurur ve kendini Avustralya Göçmen Gözaltı Merkezi Barton’ da bulur. Flashback şeklinde ilerleyen dizinin her bölümünde , Sofie ‘nin büyük bir yanlışlık ve hata sonucu kendi ülkesinde göçmen merkezinde kalmasına sebep olan olaylar parça parça anlatılır. Kendi kimliğini saklamak zorunda olan Sofie, çaldığı pasaport ile kendini Alman vatandaşı olarak tanıtır. Almanya’ dan kimliği doğrulanmayınca oradan kurtulmak için farklı yollara başvurmak zorunda kalır ve ciddi psikolojik sorunlarla ruhsal ve fiziksel sağlığını kaybetme yoluna girer.

Dizide sadece Sofie’nin , yani bir Avustralya vatandaşının, Avustralya göçmen gözaltı merkezinde yaşadıkları anlatılmaz. Aynı zamanda farklı ülkelerden kaçıp Avustralya’ ya sığınmak isterken kendini gözaltı merkezinde bulan ve kim bilir ne zamana kadar orada kalacak olan mültecilerin yaşadıkları da etkileyici şekilde ele alınıyor. Dayak yiyen, kötü yemekler yemek zorunda bırakılan, insanlık dışı muameleler uygulanan mültecilerin sadece özgür bir yaşam uğruna verdiği mücadele, izleyenlere tüm bu olayların dünyanın bir yerlerinde yaşanıyor olduğu gerçeğini sert bir şekilde hatırlatıyor.
Ağustos 2018 yılında Avustralya Başbakanı seçilen Scott Morrison’ın katı göçmen kuralları uyguladığına dair eleştiriler bariz iken, Avustralya’nın , kendi televizyon kanalında bu  çarpıcı ve gerçekçi diziyi yapma ve yayınlama cesareti takdiri hak ediyor.

Çeşitli Orta Doğu ülkelerinden , Hindistan ya da Sri Lanka gibi ada ülkesinden dahi sığınmacıların bulunduğu göçmen gözaltı merkezinde yaşananlar, insanların sadece özgürce yaşamak adına verdiği mücadeleyi acı şekilde gözler önüne seriyor.

Stateless dizisinde Sofie’ nin hikayesinden bağımsız olarak, Afganistan’daki taliban rejiminden Pakistan’a eşi ve iki kızıyla kaçan, oradan da Avustralya’ ya sığınmaya çalışan Ameer’in bu mücadelede başına gelenler, kayıpları, göç merkezindeki sorgulanması, mülakatları , kızının özgürlüğü için çabası, sadece ülkesine gönderilmemek için yaşadıkları durum , tüm mültecilerin nelerle boğuştuğunu, neler yaşamak zorunda kaldıklarını izleyiciye sunuyor.

Gözaltı merkezinde işini yasalara göre en doğru şekilde yapmaya çalışan sert ve katı kuralları olan bir müdür, merkezde çalışan polis / güvenlik görevlileri ve bu işi meslek edinmenin onların hayatlarına, aile yaşamlarına dair etkileri de dizinin yan konularından psikolojik olarak ele alınıyor. Bir yandan gözaltı merkezi hava sahasında , mültecilerin fotoğraflarını çekmek için helikopterle  gezen gazeteciler, öte yandan ülkenin sert mülteci kuralları ve ülkelerine sığınmış mültecilerin tutuklu halde kapalı bir alanda bekletilmelerinden ve mağdur edilmelerinden rahatsızlık duyan ülke vatandaşlarının merkez önündeki protestoları, içeriye ziyaret ve dini hizmet amacıyla giren rahibelerin dışarıya bilgi sızdırmasıyla uğraşan merkez müdürü ve bakanlık ve tüm bunların arasında sadece ülkelerindeki zulüm , savaş, işkence ya da kötü politikalar yüzünden vatanlarından kaçmak zorunda olan masum ya da bu uğurda belirli yasa dışı işlere kalkışmış insanların fiziki ve psikolojik sorunları..
Üstelik merkezde haksız yere gözaltına alınmış bir Avustralya vatandaşı var. Bu ülke politikası için müthiş ve unutulmayacak bir yanlış! Zaten dizinin son bölümünde verilen bilgilerde bu durumun soruşturmaya yol açtığı da belirtiliyor.

Dizi sonunda verilen bilgilerde 2012’ den beri Avustralya’ya botla gelen mültecilerin Nauru ve Papua Yeni Gine’deki Manus adası ve yurt dışındaki merkezlerde tutulduğu; avukatların, basının ve hak savunucularının buraya erişiminin kısıtlı olduğu da yer almakta.

“Dünya çapında savaş ve işkence nedeniyle sığınma talep eden 70 milyonu aşkın insan var. Bunların yarısı çocuk” ibaresi, dizi bittikten sonra uzunca düşünmeye sebep oluyor.

Evet; dünyanın çoğu yerinde bilhassa Avrupa ülkelerinde mülteci sorunu devlet sorunlarının başında geliyor. Her ne kadar medya olanları göstermeye çalışsa da bir yerden sonra mutlaka gündem değişiyor ve kendi savaşını veren vatansızlar unutulup, kaderine terk ediliyor.

Türkiye ve dünya gündemi, 2015 yılında Yunanistan’ a gitmek isterken hayatını kaybeden 12 Suriye’ li mülteci ve Bodrum sahiline cansız bedeni vuran 3 yaşındaki Aylan bebek ile sarsıldı. Tüm bu olan utanç dolu olay ‘yeteri kadar’ gündemde kaldıktan sonra bir şekilde yine unutuldu. Aylan bebeğin fotoğrafları günlerce herkesin sosyal medyasında yayınlandı ve her şey gibi o da arşivlerde kaldı.
Türkiye’ de ilk COVID-19 vakası açıklanmadan önce  Yunanistan sınırına yürümek isteyen ve Edirne’de bekleyen Suriye’ li göçmenlere ne oldu mesela?
2020 Şubat ayında tüm televizyon kanalları her akşam Edirne’deki mültecilerin haberini yaparken ,dünyaca yaşanan pandemi nedeniyle doğal olarak ülkece gündemimiz de değişti.
Peki o mültecilere, üstelik virüs vakaları artarken ne oldu? Gazeteciler ve olayın takipçileri elbette ne olduğunu biliyor fakat sıradan vatandaş kendi gündeminde haklı olarak -hayata devam etme mücadelesinde- bir sonraki gün haber kanallarında mültecileri görmeyince muhtemelen sorgulamayı  bıraktı.

Stateless ve benzeri dizi / filmler işte bizlere, dünyanın ciddi bir mülteci sorunu olduğunu, mültecilerin ne koşullarda ülkelerinden kaçmak zorunda kalıp, sığındıkları ya da sığınma talep ettikleri ülkelerde ne koşullarda karşılandığı ve hayatta kalma çabalarını hatırlatıyor.

Stateless dizisi toplam 6 saatinizi alacak bir insanlık dersi.
Daha fazla bu ve benzeri yapım izlemek isterseniz, mülteci konularını işleyen filmlerden birkaçını sizler için önerebilirim:

Kefernahum (Capernaum) / 2018  :
Yönetmeni Nadin Labaki olan , 2,5 saatlik ,içinde mülteci konusunu da barındıran, acı ve ders verici bir drama.

Dheepan /2016 :
Altın Palmiye ödüllü filmin yönetmeni Jacques Audiard.

Hotel Ruanda (Hotel Rwanda ) /2004 :
Hala izlemeyenler varsa kaçırılmaması gereken, yine insanlık adına utanmamıza sebep olan, gerçek ve etkileyici bir hikaye. Yönetmen Terry George.

His House / 2020:
Diğer mülteci filmlerinden farklı olsa da, barındırdığı gerçeklik sığınmacı / mülteci olmanın zorluğunu başarılı şekilde yansıtıyor.

Korku filmi olan filmin yönetmeni Remi Weeks.

ADÚ / 2020 :
Salvador Calvo’ya ait bu filmde, 6 yaşındaki ADÚ’ nun , ablasıyla çıktığı yolda yalnız kalmasından dolayı, tek başına Kameron’ dan Fas’a gitmek için verdiği mücadele anlatılıyor.

 


Bu Haberi Paylaş
          google-news
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.