Haberem – Haberler, Son Dakika Haberleri ve Güncel Haber

SÜREÇ VE KENDİMİZ

Karanlık bir gecenin sabahına karşı dünyaya geliş ve dil ve çevreyi algıladıktan sonra hayatı, insanları, tavırlarını, anlamaya çalışmakla geçen bir süreçten sonra kendini gerçekleştirebilmek için bireysel sürecimiz başlıyor. Bir eser ortaya koymak, hayata dair bir şeyler söylemek gerekir. Hayata ve insanlara ve hatta topluma çok etkili sözler söylemek gerekir. Yüksek sesle söylenmesi gereken kalıcı ve iz bırakan sözler söyleyerek insanlara dokunmaktır hayat.

Düşman yaratmadan, düşman olmadan yaşamak mümkün değil. Çünkü siz ne kadar düşmanca tavır sergilemeseniz de hayatın içinde, kendi çıkarları ile başkalarını sömürerek, yaşayanları açığa çıkardığınızda istemeseniz de sizin düşmanlarınız kendiliğinden doğacaktır. Her insanı bir yerlere gelmeden önce keşke onlara insanı göstermek vicdanını yıkamak sonra istediği yerlere gelebileceğini tavsiye etmek gerekir. Büyük imkanlara, peşinen gelenler, bunu kıymetini bilemezler. Alıştıkları hayat tarzını sürdürmek için ellerinden gelen tüm çıkarcı girişimleri yapabilirler.

İnsan gam ile yaşar ve yaşamalıdır. Hayatın en melankolik tarafı da başka insanlar için kederlenmek ve çözümler üretebilmektir. Ruhumuzu besleyen hayatın en tat alınabilecek şeyi başkalarının hayatına dokunarak yenilikler ve iyilikler üretebilmektir. Medeniyetin kaynağını aldığı yerler adalet, kültür ve sanat ile insanı sarsmadan yaşatabilmektir. Medeniyet, düşman yaratmadan, düşmanca taraflar oluşturmadan dünyada barış içinde tüm insanlığın yaşayabilmesidir.

Eleştirdiğimiz tüm şeyleri kendimiz de farklı zaman dilimlerinde yapıyoruz. Masum değiliz, dolayısıyla yaptığımız yanlışlardan kaçarcasına doğrulara sarılıp gücümüzün bittiği anda yeniden yanlışlar ve savrulmalar ve yine doğru limanlara sığınma süreci tekrarlanıyor. İşlediğimiz günahlar ve oluşturduğu pişmanlıklar bizleri yeniden güzel şeyler yapmaya yönlendiriyor. Duygusal dalgalanmalar ve onların idaresi çok zor oluyor. Savrulmalarımızın en büyük sebebi duygusal zeka seviyemizin yönetilebilir olamayışı ve bizi çok zorluyor olmasıdır.

İnsanın içindeki duyguların yüzlerce olması ve o duyguların tek bir merkezde toparlanamayışı gibi toplum da farklı düşüncelerdeki insanlardan oluşarak milyonlarca farklı fikirlerin duyguların toparlanamaması sonucunu doğuruyor. Buradan merkezileştirilmiş tek bir düşünce doğmaması ile ağır basan düşüncelerin yönlendirilmesi söz konusudur.

Exit mobile version