ANNEMİN ÇANTASI
“Dünyadaki en güzel üç kadın: Annem, gölgesi ve aynadaki yansıması.”
Halil CibranLübnan asıllı Amerikalı ressam, şair ve filozof Halil Cibran’dan güzel bir alıntı ile herkese merhaba.
Hepimizin bildiği üzere, çocuklar ve anneler bu yeni dönemin sonunda uzun bir yarı yıl tatiline girdiler. Uzaktan olan eğitim ara verdi. Ancak henüz son bulmadı. Ve zaman son bulacağı bilinmeyen bu durumdan en çok etkilenenler, uzaktan eğitim alan bu çocuklar ve tabii ki onlara yön olmak için çırpınan anneler oldu. Gerek evde, gerek işte, bir çok şeyle baş etmeye çalışırken, bu sefer, çocuklarına da öğretmen olmak için kolları sıvadılar.
Okula gidemeden evde canlı derslerle çocuklara ulaşmaya çalışan öğretmenler adına da ziyadesiyle zor bir süreçti. İlk yarı bitti. Ancak okulun açık olmaması, arkadaşlarıyla görüşemeyen, istedikleri zaman dilimlerinde çıkamayan ve de parkta, açık havada uzun süre vakit geçiremeyen çocuklarımız adına endişe duyma durumlarımız bitmedi ve ne zaman biteceği de belirsiz. Ne olacak bu çocukların hali? En sık sorduğumuz soru. Ortak bir kaderi paylaşan pandemi çocukları onlar. Ortak hikayeleri de bu olacak…. Corona onların en büyük düşmanı olarak tarihe adını çoktan yazdırdı bile. Belgeselleri yapılacak, o zamanı yaşayan çocuklar, bir yetişkin olarak bunları anlatacak belki de…Evet çok zorlu dönemler, ancak herkes aynı imkanlara sahip değil, bunlar işin aslında en gerçek ve üzücü kısmı maalesef. Okuldan uzak kaldıkları her dönem, zor koşullarla mücadele etmeye çalışan çocuklarda var. Bir çoğu için güvenli bir ortamdır aynı zamanda bu okullar.İmkanı olanların, bunun değerini anlayanların , bu süreci daha iyi geçirmelerini sağlayacak, ve hayal güçlerini, bakış açılarını değiştirebilecek yegane eylem kitap okumak. Sadece bu zamanlarda değil her zaman okumak. Küçük yaşlarda başlayan bu alışkanlık, yetişkinliğe giden yolun temelini de atıyor. Bu kaderi yaşayan ve ilkokula bu şartlar altında başlayanlardan biri de kızım. Uzun zamandır benim ona okuduğum kitapları, kendi de okuyabilmek için sabırsızlanıyordu. Daha önce serbestçe dolaşabildiğimiz, değerini belki de çok fazla bilemediğimiz zamanların birinde, İzmir Kitap Fuarı’ndan aldığımız çocuk kitaplarını ben ona okurken artık kendisinin de okuyabileceği o değerli ve önemli zamanlar gelmişti artık. İşte bu sebepler, ve sevdiğim bir arkadaşımın da verdiği güzel bir fikirle, bu haftaki yazımda, çok sevdiğim, çocuklara ve annelere özel bir hikayesi olan , büyük keyifle okuduğumuz; Annemin Çantası isimli bu özel kitaptan bahsetmek istiyorum. Sara Şahinkanat’ın yazdığı, Ayşe İnan Alican’ın harika çizimleriyle de hayat bulmuş.Bir anne ve iki çocuğunun birlikte dışarda vakit geçirdikleri bir günde, ihtiyaçları olan her şeyin annelerinin çantasından çıkmasının hikayesi. Neye gerek duysalar bu çantadan çıkıyor. O annelerinin sihirli çantası. İçinde ne ararsan var: Yara bandından, öykü kitabına; yiyecekten, yedek kıyafete kadar her şey…çocuklar annelerinin çantasının muhteşem olduğunu düşünüyor ama sonunda esas muhteşem olanın anneleri olduğunu anlamaları ile son buluyor hikaye.
Çocuklarıyla dışarda vakit geçiren her annenin çantası, her detayı düşünen bir kadının elinden çıkıyor. Ve sihirli bir hal alıyor çocukların gözünde. Bu sihri yaratan aslında annelerden başkası değil, onları her bakımdan düşünen ve ihtiyaçlarını en iyi bilen süper bir insan o. Annelerin çocuklarıyla kurduğu sıkı bir bağ bu çantalar. Kendimden de, deneyimlerinden de biliyorum. Çocukların, annelerin kendilerinden bir parça bulacağı; samimi ,sevgi dolu anlatımı ve özel çizimleriyle çocuklara okuyabileceğiniz, onların da zevkle okuyabileceği bir kitap.
Şu zorlu zamanlarda, içimizi rahatlacak, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak hikayelere ihtiyacımız var.
Sağlıkla,sevgiyle ve içinizi ısıtan hikayelerle kalmanız dileğimle…
![]() |
YanıtlaYönlendir
|