Ege ile Akdeniz’in arasında bir cennet! Deniz sezonu açıldı, şimdi tam zamanı…

Bahar mevsiminin yakışmadığı bir yer düşünülemez elbette. Fakat rengârenk begonvilleri, papatya tarlaları, gelincik bahçeleriyle baharı bir başka güzel taşıyan Datça Yarım Adası, görülmeye değer bir güzellik. Bir koluna Ege Denizi’ni, diğerine Akdeniz’i takan Datça Yarımadası'nın şimdi tam zamanı…

Baharın gelişiyle Datça’da deniz sezonu açıldı bile. İrili, ufaklı ve keşfedilmeyi bekleyen tam 52 koyuyla Datça’nın tertemiz suları da deniz sezonunu açmanız için size göz kırpıyor.

Peki, zeytini, bademi, balı ve bin bir çeşit şifalı otuyla bize her mevsim sağlık ve huzur vaat eden Datça’ya ulaşım seçeneklerimiz neler?

Datça’ya Dalaman Havalimanı’nı kullanarak havayoluyla ulaşabilirsiniz. Uçuşunuzdan sonra sizi yaklaşık 2,5 saatlik bir kara yolculuğu bekliyor olacak.

Bu rota üzerinde Marmaris de uğrayabileceğiniz harika duraklardan biri

Diğer alternatifi Bodrum’dan arabalı feribotları kullanarak Datça’ya geçmek.

1 saat 45 dakikalık bir feribot yolculuğuyla Datça Merkez’e sadece 15 dakika uzaklıkta bulunan Karaköy Limanı’na ulaşmanız mümkün.

Eğer yola çıkar çıkmaz tatili başlayanlardansanız yarımadaya karayoluyla ulaşım tam size göre.

Çünkü seyahatiniz boyunca göreceğiniz tüm manzaralar size ‘iyi ki’ dedirtecek nitelikte.

Datça’da neler denenmeli, nereler görülmeli? Datça denince akla ilk olarak meşhur üç ‘b’ si; bal, badem ve balık geliyor.

Balı ve bademi Datça Çarşısı’ndaki yerli üreticilerin dükkânlarından satın alabileceğiniz gibi, yönünüzü Mesudiye köyüne çevirebilir,

Aynı şekilde zeytin ve zeytinyağı ürünlerini de kolayca köylülerden temin edebilirsiniz.

Bu arada çarşıdaki dükkânlar arasında favorimiz Pehlivan Datça. Zeytin sütü, acıbadem macunu ve badem kahvesi harika. Ovabükü’nün masmavi sularında yüzmeye doyduğunuzda, sahilde yer alan ‘Poyraz Restoran’da taze kalamar ve leziz mezelerin tadını çıkarabilirsiniz.

Eğer siz de taş plajları tercih etmeyenlerdenseniz, beş dakikalık yürüme mesafesinde bulunan ve Datça’nın ender kum plajlarından olan Hayıtbükü’ne kolayca ulaşabilirsiniz.

Ovabükü’nden araçla sahil şeridince ilerleyerek Palamutbükü’ne ulaşabilir, yol boyunca görebileceğiniz bakir koylarda küçük yüzme molaları verebilirsiniz.

Palamutbükü’ne vardığınızda Payam’ın leziz bademli tatlıları sizi bekliyor olacak. Knidos Antik Kenti ise Palamutbükü’nden sadece 15 dakika uzaklıkta yer alıyor. Ve bu muhteşem açık hava müzesine, müze kartıyla giriş yapılıyor.

Eski Datça’da küçük bir tarih kaçamağına hazır mısınız? Sıra, bozulmamış tarihi dokusu, Arnavut kaldırımları, yüzyıllık kapıları ve eski Rum evleriyle Eski Datça’da… Eski Datça gezisi için akşam saatleri ideal… Böylece

Atelye Takı’dan el yapımı birbirinden güzel takılardan satın alabilir, Can Yücel Sokak’ta yapacağınız yürüyüşünüzün akabinde, Agapi Cafe ve Bistro’da canlı müzik eşliğinde bir şeyler yiyebilirsiniz.

Eski Datça’nın bu muhteşem atmosferi muhtemelen sizi de büyüleyeceğinden, bizim konaklama favorimiz olan ‘Eski Datça Evleri’ Mini Otel’de yerinizi şimdiden ayırtabilirsiniz.

Datça Merkez’de ise Betül’ün Mutfağı’nda veya Zekeriya Sofrası’nda zeytinyağlı ev yemeklerini tadabilirsiniz. Datça Limanı’na indiğinizdeyse limanda yer alan Roll Cafe & House’da denize nazır soluklanabilirsiniz

Vejetaryen veya tatilde de sağlıklı beslenmekten ödün vermeyenlerdenseniz Yeni Cafe’de Pancar veya Kırmızı Lahana Çorbası ile keyifli bir öğün geçirebilirsiniz. Eğer bizim gibi salaş balıkçıları tercih edenlerdenseniz eski pazar sokağında yer alan İskandil Balık’da uygun fiyata taze balığa doyabilirsiniz.

Daha romantik bir akşam yemeği içinse Kumluk Plajı’nda yer alan Balıkçı Hüsnü’nün Yeri, kumların üzerinde eşsiz bir ambiyans sunuyor.

Unutmadan, tatiliniz cumartesi veya çarşamba gününü içeriyorsa Datça Pazarı’na bir göz atın derim. Şimdilerde tezgâhlar mis kokulu karadutlarla dolu.

Yabani kuşkonmazlar ve kaya koruğu otu da listenize girmeye değer.